işyerimde biri "revitibıl cidi" kullan diye bişeyler anlatıyo kaç gündür birilerine.. neden bahsediyo ki diye baya düşündüm. sonra heralde bilmediğim bişey, bi gün öğrenirim nasılsa diyip, geçtim.
bugün kafama dank etti sonunda. adamın "revitibıl cidi" diye bahsettiği, üzerine yeniden yazma imkanı veren "rewritable cd" lermiş. offf yaaa...
22 Şubat 2007
13 Şubat 2007
bir dil bir insan hikayesi..:)
8 Şubat 2007
yorumsuz
"Hayat, saman tadı bırakır benim gibilerin ağzında.
Neden? Çok çiğnediğimizden.
Çok çiğnemeyeceksin hayatı.
İki çevirip yutacaksın acısı damağını çizmeden ve geniş olacak miden..."
Neden? Çok çiğnediğimizden.
Çok çiğnemeyeceksin hayatı.
İki çevirip yutacaksın acısı damağını çizmeden ve geniş olacak miden..."
7 Şubat 2007
yeni işyerimden inciler..
otururken diz yapmasın diye pantolonu bacaklar görünecek kadar çorap hizasının da üstüne çekmek bu işyerimdeki amcalar arasında moda halinde..
sabah kahvaltılarını hazırlamazsa eşlerini boşayacaklarını söyleyen beyefendiler de yoğunlukta..
en son olarak, kendine ayırdığı örnekleri "kopyelerim" isimli bir dosyada saklayan (çok tatlı bi adam ama kızamıyorum) iş arkadaşımız da mevcut..
bugünlük bu kadar malzeme bana yetti, size iyi günleeeeerrrr.. :)
sabah kahvaltılarını hazırlamazsa eşlerini boşayacaklarını söyleyen beyefendiler de yoğunlukta..
en son olarak, kendine ayırdığı örnekleri "kopyelerim" isimli bir dosyada saklayan (çok tatlı bi adam ama kızamıyorum) iş arkadaşımız da mevcut..
bugünlük bu kadar malzeme bana yetti, size iyi günleeeeerrrr.. :)
6 Şubat 2007
yaz gelsin artık!
işyerindeki odamızın küçücük pencerelerinden azcık güneş girsin, içimizi aydınlatsın istiyorum. kat kat giyinip kendimi duba gibi hissetmekten de sıkıldım. kırmızı paltomu bile giymek istemiyorum artık..
kışın gerçekten kimsenin yüzü gülmüyor. insanlar daha bir sessiz, daha bir sıkılgan.
hele ben.. sürekli uyumak istiyorum bir kere; sabahları 10 dakka daha, 5 dakka daha derken her gün işe geç kalıyorum. zaten saçmasapan bir işyerine bi şekilde kendimi alıştırmaya çalışıyorum, bi de kışın rehaveti çökünce üzerime ne canım kimseyle konuşmak istiyor, ne iş yapmak istiyor. bu da benim buraya ısınmamı daha da zorlaştırıyor tabi..
yaa ben ısınamasam da artık yaz gelip ısıtsa beni.. güneş açsa, gözlerimi kamaştırsa ve hiç gitmese.. :(
kışın gerçekten kimsenin yüzü gülmüyor. insanlar daha bir sessiz, daha bir sıkılgan.
hele ben.. sürekli uyumak istiyorum bir kere; sabahları 10 dakka daha, 5 dakka daha derken her gün işe geç kalıyorum. zaten saçmasapan bir işyerine bi şekilde kendimi alıştırmaya çalışıyorum, bi de kışın rehaveti çökünce üzerime ne canım kimseyle konuşmak istiyor, ne iş yapmak istiyor. bu da benim buraya ısınmamı daha da zorlaştırıyor tabi..
yaa ben ısınamasam da artık yaz gelip ısıtsa beni.. güneş açsa, gözlerimi kamaştırsa ve hiç gitmese.. :(
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)