28 Mart 2012

Bıcırıklı Hayat


Efendiiim, 28. haftamızı da sağ salim doldurmuş bulunuyoruz…

Öngörülen dünyaya selam tarihi 19 Haziran 2012.

Daha önce bahsettiğim detaylı ultrasonun üzerine çok aksiyon içeren herhangi bir tetkik yapılmadı. O günden bu yana 3 haftada bir doktora gidip ultrasona giriyorum. Bizimkinin büyümesini ağzımız açık, hayretler içinde izliyoruz. Evet, laf olsun diye değil, bu hakikaten bir mucize.

En çok hoşuma giden şu an içimde 2 kalp, 2 mide, 2 beyin, 4 akciğer, 4 kol, 4 bacak… vs. olması. Kendimi insanüstü gibi hissediyorum bunu düşününce. Bir de içimdeki minik tekmeleri savurdukça, bugüne kadar “erkekler için hayat ne kolay, erkek olaydım” diye düşünen ben, fikrimi değiştirdim ve “sırf bu duyguyu hissetmek için bile kadın olmak varmış” diye düşünmeye başladım. Thanks to my hormones!

Hormonlara gelince… Geçen sürede bu hormonlar beni yerden yere vurdular evet. Çok diplerde, çok mutsuz bir dönem geçirdim onların yüzünden. Bu arada ailede yaşanan bir sağlık problemi ve beraberinde gelen kalabalıklar da beni fiziken ve ruhen oldukça yordu. O kalabalıklar ortasında, ne yapacağımı bilemeden kaldığım zamanlar oldu. Dış etkenler için bir şey diyemeyeceğim ama o dönem kendimi çok yorduğum, üzdüğüm ve kendimi tutamayıp akıttığım gözyaşlarım için bebeğimden özür diliyorum, inşallah onu çok üzmemişizdir diye dua ediyorum.

Ama son 1 aydır maşallahım var, keyfim yerinde. İçimdeki bıcırık coştu, adeta kılıç kalkan oynuyor. Bir arkadaşım “bizimkinin hareketlerini benden başka kimse göremedi” demişti. Bende ise durum tam tersi, öyle bir hareket var ki, karnıma ellemeyi bırak, gözle bile takip edilebiliyor hareketler. Doktor bunun tıbben istenen bir şey olduğunu söyledi ama bu durum bebeğin doğumdan sonraki gidişatının da bir aynası olabilir diye benim ödüm kopuyor. :)

Bugüne kadar yaklaşık 6 kilo aldım. Aslında ortalamanın altında, ama bebeğin gelişiminde herhangi bir problem olmadığından doktor bu durumu çok iyi buldu. İştahım yerinde, yememden ve içmemeden kesmedim hiç. Ama son dönemde çok yiyince aşırı derece rahatsız olur, oturamaz, yatamaz, kalkamaz hale geldim. O nedenle aşırıya kaçamıyorum zaten otomatikman. Zaten bel ve sırt ağrılarım şimdiden başladı bile. Daha fazla kiloyu benim bedenim taşımazmış, Allah kişisine göre veriyor işte.. :)

Küçük beyefendi tam bir baba kopyası olma yolunda ilerliyor bu arada. Kafa büyüklüğü ve bacak kemik uzunluğu bir hafta önden gidiyormuş. Son döneme kadar belli olmazmış ama böyle devam ederse bana sezaryen yolu görünüyormuş. Şu an 1,1 kilo civarındasın küçük bey, önündeki 2,5 ay büyü bakalım.

Şikayetlerime gelince…  En önemli şikayetim, en ufak bir üşütmede ortaya çıkan şiddetli mide ağrıları ve gaz sancıları. Bu nedenle otururken sürekli karın bölgeme bir şeyler örtüyorum ananeler gibi. Bir de bitmek bilmez patlayacak gibi olma hissi var. Her an hamur işini aşırı kaçırıp, yerinden hareket edemez hale gelen insan modelini yaşıyorum. Sırt ve bel ağrıları ve gece uykusuzlukları da başladı. Yakında evde gece turlarına başlıcam sanırım rahatlamak için.

Hamile yogasına başladım bu arada, ben de sosyetik oldum. Daha önce hiç normal yoga yapmadığım için aradaki farkı bilmiyorum tabi. Henüz 3 ders gittim. İlk 2 ders hamladığım için her yerim ağrıdı, işe yarayıp yaramadığını anlamadım. 3. dersten sonra fayda/zarar dengesinde bir şey fark etmedim. Hareketler de hiç kolay gelmedi bana ayrıca, yaparken zorlanıyorum resmen. Bakalım devam edeceğim bir süre daha.

Şimdilik bizden haberler böyle. Bebek dışında bişeyden de yazmaz oldum, hiç hoş bir davranış değil, farkındayım. Ama naapalım, hayatımız değişiyor, her an bununla yaşıyoruz. Darısı isteyen herkesin başına. :)