18 Haziran 2007

doktorlara duyula(maya)n güven

benim kıymetlimi, benim biricik anneannemi uzun süreden sonra yine o soğuk, kimyasal kokulu hastane koridorlarında bekledik haftasonu..

kontrol etmesi için götürdüğümüz doktorlar hasta etti bu sefer anneannemi. yanlış ilaç ve istenmeyen sonuç durumu.. ama olay şu ki; yanlış ilaç verdikleri ve ilacı vermeden önce de özellikle uyarıldıkları kişi 86 yaşında (maşallah! :)) bir kadın..

o yaşlı güçsüz vücut gücünden biraz daha kaybetti bu 3-4 günde, biz de içimiz acırken yüzümüzle gülmeyi biraz daha öğrendik.

çok şükür ki şimdi iyiye gidiyor. sanırım bugün-yarın hastane ortamından kurtulacağız.. o yine ayağa kalkacak, biricik Göksun'una gidip, ordan oraya koşturacak inşallah..

Allah kimseye dert vermesin, biricik anneannemi bizden ayırmasın inşallah..

12 Haziran 2007

hayatın cilvesi..

2 gün önce süper bir haber aldım! inanamadım, bi acaip oldum, karmakarışık ama çok mutlu hissettim kendimi.

biliyo musunuzzzzzzz; bebiş geliyo bizeeeeee!!!! :)

sevinç çığlıklarıyla, kahkahalarla karşıladım haberi. sonra birden, "biz o kadar büyüdük mü yaa" diye donakaldım. uzaklara dalıp, "seç bakalım", "süpermarket" oyunları oynayan küçük halimiz gözümün önüne geldi. hüzün ve bir damla mutluluk gözyaşıyla..

şimdi mutluluk, şimdi heycan zamanıdır. sabretmek ve hazırlanmak zamanıdır.

yaşasııııııınnnnnnnnnnnnnnnnnnn!!!!
teyze oluyorum!!!!!!
:)

11 Haziran 2007

pazar pikniği

pazar günü piknikteki halimiz aşağıdaki gibidir.

hava yağmurlu olup, içine sığındığımız şey (resimde benzetmek zor da olsa) şekerimin 2 kişilik çadırıdır.

doğa ve hava koşullarına rağmen yine de mangalımız yapılmış, etimiz, közlenmiş biber ve domateslerimiz afiyetle yenmiştir. :)



kıssadan hisse: bir mezbjen asla sınır tanımaz!!!

8 Haziran 2007

'yeniden dans'ın sonuçları..

salı akşamki dans dersi süper geçti! uzun zaman olmuş, müziğimi canlı duymayı çok özlemişim, ruhum beslendi resmen. (merak edenler için; http://www.elbruz.org.tr/main.php?fname=muzik) hoca bi sürü yeni hareket öğretmiş, takip edemeyince beceremedim bissürüsünü..

dersten sonraki çarşamba günü hiç bişeyim yoktu, gayet kendimdeydim.

perşembe günü yürüme zorlukları çekmeye başladım. adımlarım yavaşladı ve aralıkları daraldı. şu anda bacaklarımın arkaları fena ağrıyor. içinde patlamaya hazır torbacıklar var gibi hissediyorum ve bu yüzden pek zorlamamaya odaklandım elimde olmadan. merdiven inip çıkmak işkence gibi. oysa kendime verdiğim söz gereği işyerimde kesinlikle asansör kullanmıyorum.

bu pazara piknik planımız var, o zamana kadar ağrılar geçer diye tahmin ediyorum. hiç olmadı salı gününe geçmiş olsun bari. dansa yine katılcaz çünkü. pes etmek yok! yazı canlı, hareketli, dinamik geçirmek lazım! :)

5 Haziran 2007

yeniden dans!



son 1 senedir derneğe dans etmeye gidemiyorum. bugün yeniden başlayalım dedik. bacaklarımızı biraz zorlayalım, biraz hızlanalım. bakalım formumuzu kaybetmiş miyiz..

4 Haziran 2007

haftasonu

haftasonları sevdiğim birilerini görmedikçe kendimi dinlenmiş hissetmiyorum ben. aileden birilerini veya arkadaşlarımızı görüp, onlarla -tercihen açık hava bi yerlerde- muhabbet edip iki satır neşelenmek istiyorum.

pazar günü çoğu zaman olduğu gibi hedef odtü-çimenlerdi. "biz gelemiyoruz", "işimiz çıktı" telefonları gelmeye başlayınca sabah, iptal edelim dedik. şekerimle çalışarak sakin bir pazar geçirmeye doğru gidiyorduk ki birden kader yüzümüze güldü. "hani nerdesiniz", "oturmayalım, çıkalım" telefonlarıyla yeniden plan eskiye döndü. ama bu sefer de sağnak yağmur odtü planlarımızı bozdu.

birden kendimizi 12 kişi ve bir de 1,5 yaşındaki minişle, bir alışveriş merkezinin kahve satan mekanlarından birinde, topluca el çırpıp ufaklığın etrafına şov yapmasını izlerken bulduk. (bi ara da ben kendimi; "sizin mi, çok tatlıııııııı" diyenlere annesi gibi yaşını başını, huyunu, suyunu anlatırken buldum!!!! nooluyosa!!!!!)

1 Haziran 2007

bi kedim olsun istiyorummmm!

evet evet, bi kedim olsun istiyorum.
bunu istiyorum, bana bunu alınnnnnnnn!!


yağmur..


kaç haftadır bekliyorum yağmuru, gelsin içimizi ferahlatsın diye. kollarında romatizma olan bi iş arkadaşım var, onun ağrılarından takip ediyoruz hava durumunu. dün fena ağrısı varmış, bugün yağmur bekliyoduk; nitekim yağdı da. ve hala gök gürlüyor, devamını bekliyoruz... :)

ortaokuldayken yağmur yağınca sınıftaki bizim gibi delilerle dışarı çıkar, ayakkabı, çorap demeden birikmiş suların ortalarında hoplar, zıplar, birbirimize sıçratmaya çalışırdık. çok, daha çok ıslanmaya çalışır, en fazla ben ıslandım diye havalanırdık. şimdi de böyle bişey yapmak istedi canım. çıkıp dışarı suların ortasında koşmak zıplamak.. ama kim yapar ki benle???
bu saatlerde pek keyiflendim neden bilinmez. yağmurdan olabilir; su iyidir. ve galiba, aslında CUMA günleri güzeldir! :)