27 Ekim 2006

kuzularıma...

gece boyunca gülümsemesiyle gülümseten, esmerliğiyle kıskandıran minik “kelebek”e, bakıp bakıp gözleri sulanan, durup durup beni de ağlatan “gece”ye, havasına hasta olduğum, şirin şirin konuşup duran yeni gelin nesroş’a...

16 yıllık dostlarım zeyneplerime..

banka ve istanbul günlerimin dert ortakları, ömürlük dostlarım mettap mettap ve beyzaşekerime..

yaptıkları şirinliklerle, alkışlarıyla “başımı göğe erdiren” hariciyeden dostlarıma..

en uzaktan, dünyanın öbür ucundan düğünüme katılan genius dostum tuncaya...

şekerimle tanışmamıza ve bugünlere gelmemize şahitlik eden dernek arkadaşlarıma, mezbjen’lere..

ve... beni bugünlere getiren, her şeyimi borçlu olduğum anneciime ve babacııma, “en sevdiğim” olan kardeşime, dünyanın en tatlı kuzenlerine ve tüm aileme..

yanımızda olduğunuz için teşekkürler..
her şey sizinle güzel.. bizi hiçbir zaman yalnız bırakmayın..


*bu yazı da 1,5 ay önce yazılmıştı.. ancak yerini alabildi..

mutlu gelin..

6 aylık koşturmaca sonunda nihayete erdi, büyük gece güle ağlaya yaşandı, mahsun gelin gitti, yerine tebessümle hayata bakan bir kadın geldi...:)

düğünümü çok sevdim. bana kalırsa şimdiye kadar olmuş ve bundan sonra da olabilecek olan en güzel düğündü! böbürlenirim tabi; 500 kişi davetlisi olan, kahkahanın ve gözyaşının dibe vurduğu (ve hiç makyajımın akmadığı) başka düğün var mı.. masalar karıştı, kimse olması gereken yerde değildi, müziğin sesi çok yüksekti, doli ve peçiç çalınmadı, hazırladığımız cd’yi de çalamadık belki ama yine de harika bir gece yaşadım. her yerde sevdiklerim, dostlarım, gülen yüzler, tebrikler, güzel sözler ve gecenin kahramanları; müthiş gelinliğim içerisinde kendini prensesler gibi hisseden ben ve süper takım elbisesi içinde çok çok yakışıklı görünen ve sürekli gülümseyen şekerim...

işte benim hikayemin yeni bir bölümü bu şekilde başlıyor.
başın göğe erdi mi demiştiniz bu arada?
evet... erdi.. :)


*2 ay önce yazıldı bu yazı.. ancak bloga koyabildim.. :(