3 Aralık 2008

at gözlüklerim

sevdiklerimiz...

büyürler. artık daha ciddi sorunları vardır, içlerindeki çocuğu bile bile öldürürler. kendi dertleriyle o kadar meşgullerdir ki, size vakit ayıramamaya başlarlar.

başkasını severler. sadece onu düşünmeye başlarlar. onu anlatırlar hep. ondan başka bişeyden bahsederseniz şansınız kalmaz.

başka şehre/ülkeye taşınırlar. gittikleri yerlerde yeni arkadaşları olur sizden yakın. fiziki uzaklık davranışlara da yansır elde olmadan. başlarda sıklıkla gidip gelmeler, sık sık yapılan telefon görüşmeleri giderek seyrekleşir, karşılıklı iyi olduğunu bilmek yeter hale gelir.

evlenirler. artık hayatlarının merkezinde “eşleri” vardır. kendi ailelerini kurmuşlardır. (mı?) eskiden anne, babayla yenen yemek, izlenen televizyon şimdi yepyeni bir kişiyle izlenmeye başlanır.

bunların hepsi bana koyuyor, çünkü ben at gözlükleri takmış, küçük kafalı biriyim.

insanoğlu neler neler yapıyor... dünyayı dolaşıyor, keşfediyor, başka diyarlarda yaşıyor, yeni insanlar tanıyor, farklı hayatlar yaşıyor. bense istiyorum ki, istanbuldaki kardeşim ankaraya yerleşsin, kuzenim yurtdışına gitmesin, tüm geniş ailemizin yanyana evleri olsun, çocuklarımız birlikte büyüsün, hep birlikte kendi kendimize mutlu mesut yaşayalım.

evet küçük düşünüyorum gerçekten de. dünyada yapılacak onca iş, görülecek onca şey, tanınacak onca insan varken, ben anneanne misali herkes dizimin dibinde, gözümün önünde olsun istiyorum.

bu gidişatımın iyi olmadığının da farkındayım. ne kadar çok bağımlılık (doğru kelime bu mu?), o kadar derin yaralar çünkü.

yeni yılda kendime özgür bir kafa diliyorum.

1 yorum: