16 Temmuz 2009
15 Temmuz 2009
ispanya vizesi nasıl alınır?
bu sorunun cevabını internette eksiksiz olarak bulamadığım için buraya not düşeyim dedim. belki birilerinin işine yarar.. :)
çalışanlara ispanya vizesi için gerekli belgeler şunlar efenim:
* en başta dilekçe
("adım şu şu. şu tarihler arasında şu şehirlere şu amaçla gezi yapmak istiyorum. adresim, telefonum şu." şeklinde kısa bir dilekçe)
* vize başvuru formu
(elçilikten alınıp dolduruluyor, internet çıktısı kabul etmiyorlar sanırım, formun üstünde kaşeleri var çünkü. vize için içeri girdiğinizde doldurulmuş olamsı gerekiyor, içerde doldurmanıza izin vermiyolar, o nedenle elçiliğe gider gitmez sıra beklemeden güvenlik görevlisinden boş form isteyip, sıra beklerken doldurmanızı öneririm)
* nüfus cüzdanı fotokopisi
* 2 foto (arka fon koyu olmayacak)
* pasaportunuz
* pasaportunuzun ilk 4-5 sayfasının fotokopisi (pasaport en az 6 ay uzatılmış olacak, vizeye başvurmadan önce pasaport uzatma işlemini halledeceksiniz yani)
* tr'deki bir banka hesabınızın hesap cüzdanı fotokopisi (eğer internet çıktısı alırsanız banka şubenize gidip kaşe vurdurup imzalatmanızı tavsiye ederim)
* kredi kartı fotokopisi
* kurum kimliğinizin fotokopisi
* kurumdan aldığınız yıllık iznin yazısı
* 3 aylık maaş bordrosu
* uçak biletinin kendisi veya rezervasyonu (turla gidiyorsanız tur şirketinden veriyorlar)
* otel rezervasyonu (bunu da tur şirketinden alabilirsiniz)
* varsa size ait bina-daire tapusu/araba ruhsatı fotokopisi
* ikametgah (götüren de vardı, biz götürmedik, diğer evraklarımız tamam olduğu için bişey demediler)
* seyahat sigortası fotokopisi (herhangi bir sigorta acentesinden bir haftalık kalış için kişi başı 10 euro civarında bir para karşılığı yaptırabilirsiniz)
işverenler ise yukarıdaki evraklardan kurum kimliği, izin yazısı, maaş bordrosu yerine;
* vergi levhası
* ticaret sicil gazetesi
* imza sirküleri
* ticaret odası kaydı
fotokopilerini koyuyorlar. bir de tabi dilekçelerini şirketin antetli kağıdına imzalı ve kaşeli olarak yazıyorlar.
bize sormadılar ama her ihtimale karşı bu evrakların orjinallerini de yanınızda bulundurmanızda fayda olabilir. özellikle kimlik benzeri belgelerin.
ispanyol konsolosluğu'nun ankara'daki adresi: abdullah cevdet sokak, no:8 çankaya.
a.cevdet sokak, cinnah yönünden yukarı çıkarken, atakuleyi geçip dümdüz devam ettikten sonra, anayasa mahkemesine ulaşmadan solda.
9,30-12,30 arası başvuru alıyorlar. biz 10 gibi gitmiştik, 9-10 kişilik bir sıra oluşmuştu. sıramızı bekleyip, evraklarımızı teslim edip çıkmamız 1 saati buldu. en erken 1 hafta sonra alabiliyosunuz vizenizi. orda çok tatlı bir Türk bayan vardı biz gittiğimizde, eksik bir evrak varsa yapmanız gerekeni söylüyor, şunu şunu da getirin pasaportunuzu almaya geldiğinizde diye yardımcı oluyordu. temmuz 2009 itibariyle vize ücreti kişi başı 131 tl ve bankaya değil, konsoloslukta evraklarınızı verdiğiniz yere türk lirası olarak ödeme yapılıyor.
çalışanlara ispanya vizesi için gerekli belgeler şunlar efenim:
* en başta dilekçe
("adım şu şu. şu tarihler arasında şu şehirlere şu amaçla gezi yapmak istiyorum. adresim, telefonum şu." şeklinde kısa bir dilekçe)
* vize başvuru formu
(elçilikten alınıp dolduruluyor, internet çıktısı kabul etmiyorlar sanırım, formun üstünde kaşeleri var çünkü. vize için içeri girdiğinizde doldurulmuş olamsı gerekiyor, içerde doldurmanıza izin vermiyolar, o nedenle elçiliğe gider gitmez sıra beklemeden güvenlik görevlisinden boş form isteyip, sıra beklerken doldurmanızı öneririm)
* nüfus cüzdanı fotokopisi
* 2 foto (arka fon koyu olmayacak)
* pasaportunuz
* pasaportunuzun ilk 4-5 sayfasının fotokopisi (pasaport en az 6 ay uzatılmış olacak, vizeye başvurmadan önce pasaport uzatma işlemini halledeceksiniz yani)
* tr'deki bir banka hesabınızın hesap cüzdanı fotokopisi (eğer internet çıktısı alırsanız banka şubenize gidip kaşe vurdurup imzalatmanızı tavsiye ederim)
* kredi kartı fotokopisi
* kurum kimliğinizin fotokopisi
* kurumdan aldığınız yıllık iznin yazısı
* 3 aylık maaş bordrosu
* uçak biletinin kendisi veya rezervasyonu (turla gidiyorsanız tur şirketinden veriyorlar)
* otel rezervasyonu (bunu da tur şirketinden alabilirsiniz)
* varsa size ait bina-daire tapusu/araba ruhsatı fotokopisi
* ikametgah (götüren de vardı, biz götürmedik, diğer evraklarımız tamam olduğu için bişey demediler)
* seyahat sigortası fotokopisi (herhangi bir sigorta acentesinden bir haftalık kalış için kişi başı 10 euro civarında bir para karşılığı yaptırabilirsiniz)
işverenler ise yukarıdaki evraklardan kurum kimliği, izin yazısı, maaş bordrosu yerine;
* vergi levhası
* ticaret sicil gazetesi
* imza sirküleri
* ticaret odası kaydı
fotokopilerini koyuyorlar. bir de tabi dilekçelerini şirketin antetli kağıdına imzalı ve kaşeli olarak yazıyorlar.
bize sormadılar ama her ihtimale karşı bu evrakların orjinallerini de yanınızda bulundurmanızda fayda olabilir. özellikle kimlik benzeri belgelerin.
ispanyol konsolosluğu'nun ankara'daki adresi: abdullah cevdet sokak, no:8 çankaya.
a.cevdet sokak, cinnah yönünden yukarı çıkarken, atakuleyi geçip dümdüz devam ettikten sonra, anayasa mahkemesine ulaşmadan solda.
9,30-12,30 arası başvuru alıyorlar. biz 10 gibi gitmiştik, 9-10 kişilik bir sıra oluşmuştu. sıramızı bekleyip, evraklarımızı teslim edip çıkmamız 1 saati buldu. en erken 1 hafta sonra alabiliyosunuz vizenizi. orda çok tatlı bir Türk bayan vardı biz gittiğimizde, eksik bir evrak varsa yapmanız gerekeni söylüyor, şunu şunu da getirin pasaportunuzu almaya geldiğinizde diye yardımcı oluyordu. temmuz 2009 itibariyle vize ücreti kişi başı 131 tl ve bankaya değil, konsoloslukta evraklarınızı verdiğiniz yere türk lirası olarak ödeme yapılıyor.
2 Temmuz 2009
kadın olmak...
buyrun, öğretilmiş hayatların ve kapitalist baskının bizi ne hale getirdiğini görün baylar bayanlar! çıta yükseltmek bu mudur?
bence eskiden kadın olmak daha kolaydı ama daha da güzeldi sanki...
-----------------------------------------------------------------------------
Eskiden kadin olmak daha kolaydi.
Kadinlar sadece evde olur, yemek yapar, cocuk bakarlardi.
Sadece esinin geliri dusukse kadin calisirdi ve calisan kadina acinirdi.
Kadin calisiyorsa, evine bakamayacagi dusunulurdu,zaten kadin bekarken calisiyor idiyse bile evlenince evinin kadini olurdu. 90'li yillara gelindiginde kadin sadece evde olmak istemedi, artik calismak ekonomik olarak ozgurlesmek istiyordu.
Once universite okumaya ,sonra calismaya basladi. Bu kadinin hosuna gitmisti.
Calisiyor, istedigi gibi harciyor, geziyordu.
Artik calisan kadin evli olmak degil bekar olup gununu gun etmek istiyordu.
Yasasin ozgurluk...
Calisan kadin artik iskolik olmustu, calisiyor ve yuksekliyordu.
Zirveye ulasmisti. Bircok sirkette once orta kademe, sonra ust kademe yonetici kadin oldu.
Doksanlarin sonuna gelindiginde sirketler yalniz ve iskolik 30lu yaslarinda kadinlarla doluydu..
Bu calisan kadina yetmedi, citayi biraz daha yukseltti.
Artik hem evli ve hem de basarili calisan kadin olmaliydi.
Calisan kadin etrafina bakindi. Basarili, parali koca adaylari gozden gecirildi.
Adaylardan kel, sisman ve kisa boylu olanlar hemen elendi.
Ince ruhlu, saraptan anlayan, 14 Subat'ta muthis surprizler yapabilen, kimsenin bilmedigi yerlerde basbasa tatillere goturen, yasamayi seven ve bol bol espiri yapanlar hemen kapisildi.
Yurt disindan gelinlikler getirtildi. Otellerde muhtesem dugunler yapilip, Maldivler'e ya da Bali'ye balayina gidildi.
Balayindan sonra calisan kadin hizla is basi yapti.
Gunduzleri toplantidan toplantiya kostururken artik aksam yemegini de dusunmeye baslamisti.
Aksam ne yenmeli, nereye gidilmeli, esinin gomlekleri, pantolanlari utulu mu, kiyafetleri kuru temizlemeciye
gitti mi geldi mi, marketten alinacaklarin listesini cikar, is cikisi git al, eve gel, aksam yemegini hazirla....
Calisan kadin artik mutluydu. Gece yatagi sicacikti.
Uzulunce derdini paylasan, hastalaninca ona bakan, aglayinca destek olacak bir omuza, goz yaslarini silecek şevkatli ellere sahipti. 15 saat kosturmak kadina viz geliyordu. Etraf bu sekilde kosusturan, ev ile is
arasi cift vardiya calisan Kadinla doluydu.
Zaman geciyordu. Calisan kadin 35 ine yaklasiyordu.
Biyolojik saati 'be bek, be - bek' diye uyari vermeye basladi.
Evet calisan kadin hemen cigliklar atmaya basladi 'Bebek de yaparim kariyer de' diye...
Calisan kadinlar hemen sosyetik kadin dogumcularin randevularini doldurdular.
Calisan kadinlar ajandalarina ve islerinin temposuna uygun zamani secip hemen mikroenjeksiyonla bebek yapmaya basladilar.
1-2 ay sonra guzel haberler sirayla gelmeye basladi,calisan kadinlar hamileydiler.
Calisan kadin hem hamile, hem guzel olmak istedi.
Hemen diyetisyenlere kosulup, ozel hamile diyetleri alindi, bol bol kivi yenmeye baslandi. Eskisi gibi tatli, tursu, borek, erik aserilmiyor, karpuz, kivi ve mango isteniyordu gecenin bir yarisi eslerden.
Calisan kadin cocugunu eski usul buyutmeyecekti. Hemen onlarca hamilelik, bebek buyutme kitaplari alindi, bir cok internet sitesine uye olundu, Yoga ve anne-baba kurslarina yazilindi.
Calisan hamile kadin artik gun gun takip ediyordu bebeginin gelisimini.
Bugun 43. gun, bebegim uzum tanesi gibi... 59. gun, parmaklari olustu... 89.gun, bugun ilk defa hickirdi... 210 uncu gunden sonra artik bebegin matematik zekasinin artmasi icin Mozart dinletilecek.
.. Sonunda mutlu gun geldi.
Calisan kadin artik anneydi. 3-4 aylik izinden sonra calisan kadin oldurucu diyetlerle zayiflayarak incecik bir sekilde isbasi yapmisti.
Artik basarili bir yonetici, iyi bir es ve anne olarak 24 saat calisiyordu.
Bebek buyudukce, sosyallesmesi icin calisan kadin cumartesilerini cocuguna ayirdi. Artik tum anneler topluca etkinliklere katilmaya basladilar. Yas gunu partileri, tiyatrolar,piyano dersleri, basketbol, tenis ve yuzmekurslarinin biri bitiyor, digeri basliyordu.
Calisan kadina bu da yetmedi. Artik hem calisiyor, hem iyi bir es olmaya gayret ediyor ve hem de annelik yapiyordu. Calisan kadin citayi birkez daha yukseltti.
O artik evinde katkisiz, saglikli ekmekler, receller yapmali, organik gidalarla, vitamini bol sebze yemekleri hazirlamali, cocuguna ve esine ozel gunlerde pastalar yapabilmeli, bu pastalari cok guzel susleyebilmeliydi.
Butun calisan kadinlar yemek yapma kurslarina kosmaya basladilar.
Evlerine ekmek yapma makinalari aldilar, toplanti aralarinda bir birlerine yemek tarifleri vermeye
basladilar, 'Dun nefis bir cavdarli ekmek yaptim, istersen tarifini vereyim' 'Ben de hafta sonu harika bir pasta yaptim. Evdekiler bayildi. Bir aksam gelin de size de yapayim'
Bakalim calisan kadin bundan sonra citasini nereye yukseltecek?
yazarı: belirsiz...
bence eskiden kadın olmak daha kolaydı ama daha da güzeldi sanki...
-----------------------------------------------------------------------------
Eskiden kadin olmak daha kolaydi.
Kadinlar sadece evde olur, yemek yapar, cocuk bakarlardi.
Sadece esinin geliri dusukse kadin calisirdi ve calisan kadina acinirdi.
Kadin calisiyorsa, evine bakamayacagi dusunulurdu,zaten kadin bekarken calisiyor idiyse bile evlenince evinin kadini olurdu. 90'li yillara gelindiginde kadin sadece evde olmak istemedi, artik calismak ekonomik olarak ozgurlesmek istiyordu.
Once universite okumaya ,sonra calismaya basladi. Bu kadinin hosuna gitmisti.
Calisiyor, istedigi gibi harciyor, geziyordu.
Artik calisan kadin evli olmak degil bekar olup gununu gun etmek istiyordu.
Yasasin ozgurluk...
Calisan kadin artik iskolik olmustu, calisiyor ve yuksekliyordu.
Zirveye ulasmisti. Bircok sirkette once orta kademe, sonra ust kademe yonetici kadin oldu.
Doksanlarin sonuna gelindiginde sirketler yalniz ve iskolik 30lu yaslarinda kadinlarla doluydu..
Bu calisan kadina yetmedi, citayi biraz daha yukseltti.
Artik hem evli ve hem de basarili calisan kadin olmaliydi.
Calisan kadin etrafina bakindi. Basarili, parali koca adaylari gozden gecirildi.
Adaylardan kel, sisman ve kisa boylu olanlar hemen elendi.
Ince ruhlu, saraptan anlayan, 14 Subat'ta muthis surprizler yapabilen, kimsenin bilmedigi yerlerde basbasa tatillere goturen, yasamayi seven ve bol bol espiri yapanlar hemen kapisildi.
Yurt disindan gelinlikler getirtildi. Otellerde muhtesem dugunler yapilip, Maldivler'e ya da Bali'ye balayina gidildi.
Balayindan sonra calisan kadin hizla is basi yapti.
Gunduzleri toplantidan toplantiya kostururken artik aksam yemegini de dusunmeye baslamisti.
Aksam ne yenmeli, nereye gidilmeli, esinin gomlekleri, pantolanlari utulu mu, kiyafetleri kuru temizlemeciye
gitti mi geldi mi, marketten alinacaklarin listesini cikar, is cikisi git al, eve gel, aksam yemegini hazirla....
Calisan kadin artik mutluydu. Gece yatagi sicacikti.
Uzulunce derdini paylasan, hastalaninca ona bakan, aglayinca destek olacak bir omuza, goz yaslarini silecek şevkatli ellere sahipti. 15 saat kosturmak kadina viz geliyordu. Etraf bu sekilde kosusturan, ev ile is
arasi cift vardiya calisan Kadinla doluydu.
Zaman geciyordu. Calisan kadin 35 ine yaklasiyordu.
Biyolojik saati 'be bek, be - bek' diye uyari vermeye basladi.
Evet calisan kadin hemen cigliklar atmaya basladi 'Bebek de yaparim kariyer de' diye...
Calisan kadinlar hemen sosyetik kadin dogumcularin randevularini doldurdular.
Calisan kadinlar ajandalarina ve islerinin temposuna uygun zamani secip hemen mikroenjeksiyonla bebek yapmaya basladilar.
1-2 ay sonra guzel haberler sirayla gelmeye basladi,calisan kadinlar hamileydiler.
Calisan kadin hem hamile, hem guzel olmak istedi.
Hemen diyetisyenlere kosulup, ozel hamile diyetleri alindi, bol bol kivi yenmeye baslandi. Eskisi gibi tatli, tursu, borek, erik aserilmiyor, karpuz, kivi ve mango isteniyordu gecenin bir yarisi eslerden.
Calisan kadin cocugunu eski usul buyutmeyecekti. Hemen onlarca hamilelik, bebek buyutme kitaplari alindi, bir cok internet sitesine uye olundu, Yoga ve anne-baba kurslarina yazilindi.
Calisan hamile kadin artik gun gun takip ediyordu bebeginin gelisimini.
Bugun 43. gun, bebegim uzum tanesi gibi... 59. gun, parmaklari olustu... 89.gun, bugun ilk defa hickirdi... 210 uncu gunden sonra artik bebegin matematik zekasinin artmasi icin Mozart dinletilecek.
.. Sonunda mutlu gun geldi.
Calisan kadin artik anneydi. 3-4 aylik izinden sonra calisan kadin oldurucu diyetlerle zayiflayarak incecik bir sekilde isbasi yapmisti.
Artik basarili bir yonetici, iyi bir es ve anne olarak 24 saat calisiyordu.
Bebek buyudukce, sosyallesmesi icin calisan kadin cumartesilerini cocuguna ayirdi. Artik tum anneler topluca etkinliklere katilmaya basladilar. Yas gunu partileri, tiyatrolar,piyano dersleri, basketbol, tenis ve yuzmekurslarinin biri bitiyor, digeri basliyordu.
Calisan kadina bu da yetmedi. Artik hem calisiyor, hem iyi bir es olmaya gayret ediyor ve hem de annelik yapiyordu. Calisan kadin citayi birkez daha yukseltti.
O artik evinde katkisiz, saglikli ekmekler, receller yapmali, organik gidalarla, vitamini bol sebze yemekleri hazirlamali, cocuguna ve esine ozel gunlerde pastalar yapabilmeli, bu pastalari cok guzel susleyebilmeliydi.
Butun calisan kadinlar yemek yapma kurslarina kosmaya basladilar.
Evlerine ekmek yapma makinalari aldilar, toplanti aralarinda bir birlerine yemek tarifleri vermeye
basladilar, 'Dun nefis bir cavdarli ekmek yaptim, istersen tarifini vereyim' 'Ben de hafta sonu harika bir pasta yaptim. Evdekiler bayildi. Bir aksam gelin de size de yapayim'
Bakalim calisan kadin bundan sonra citasini nereye yukseltecek?
yazarı: belirsiz...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)