21 Haziran 2012

JAN

11 Haziran 2012, saat 17:10, JAN'ımız doğdu. 
Sıkıntılı bir süreçten sonra Allah'ım onu bize bağışladı. 
Çok şükür...

17 Mayıs 2012

Bebek İçin Alışveriş Listesi

Unutmamak ve sağdan soldan soranlara iletmek üzere, deneyimli birinin yorumlarıyla oluşturduğum bebek doğmadan alınacaklar listesini hızlıca karalıyorum buraya:

BEBEĞE;

Mobilya (Tercihe göre sadece yatabileceği bir beşik veya oda takımı)
Hastane çıkış seti (Çok parçalılara gerek yok)
Hastaneye gidecek eşyalar için büyük çanta (Bebek için ayrı, kendin için ayrı. Bebek çantası diye satılanlara deli para istiyorlar, çok gözlü olmak dışında bi numarası yok)
Yeni doğan bezi (Prima Premium Care 1 numara hastaneye, 2 numara evde bulunması için)
Zıbın (Alttan çıtçıtlı, kısa ya da sıfır kollu. Bol bol al.)
Tulum (Çıtçıtlı olsun, ipli bağlamalı şeyler hiç kullanışlı değil)
Alt üst pijama ya da günlük kıyafetler (tulum yerine kullanılabilir)
Çorap
Eldiven (Çok alma, pek kullanılmıyor.)
Önlük
Mendil (Bol bol yumuşaklarından al. Tülbent gibi olanlar en iyisi)
Bebek başlığı ya da şapka
Yelek (Penyemsi kumaştan)
Hırka (mevsime göre)
Yalancı emzik (Nuk iyi, silikon ve kauçuk ikisinden de al, hangisini isterse artık)
Tırnak makası (Makas ve törpü şeklinde olanlardan)
Tarak ve fırça
Beden termometresi (Braun kulaktan ölçer)
Burun aspiratörü (Wee veya eczaneden Otribebe)

Islak mendil (Unibaby yenidoğan)
Havlu (2 takım)
Alt değiştirme yatağı ya da örtüsü (Kullan at olanlardan)
Pamuk (Bebişin altını temizlemeye)

Biberon (Yeni doğan boyu-tercihen cam)
Bebek küveti, maşrapası ve filesi, banyo süngeri (Ayaklı küvet olursa eğilmezsin)
Bebek sabunu, losyonu, pişik önleyici krem, pişik kremi (Sebamed veya Mustela)
Puset/ana kucağı, bebek arabası (Bunlar otokoltuğu ile takım oluyorlar)

Yorgan, yastık, kenar koruması (English Home)
Nevresim takımı (English Home)
Battaniye (3-4 tane)
İnce ketenimsi kumaş (Hafifçe kundak yapmak için)
Yatak koruyucu alez (Yatağa ıslaklık geçmesin diye)
Taşımak için kanguru veya daha iyi olduğu söylenen slingler (Sarılan kumaşlar)
Oyun minderi (Oyalamana yarayabilir)

ANNEYE;
Medela marka Swing model süt sağma makinesi (Mutlaka şart)
Süt saklama poşeti
Önden açılan gecelik veya pijama (2 adet)
Terlik
Çamaşır (Emzirmeye elverişli)
Meme ucu kremi (Lansinoh)
Göğüs pedi
Meme kalkanı

GEREKLİ OLMAYANLAR:
Buhar makinası (Sağlıklı değil)
Bebe yağı (4-5 aydan önce önerilmiyor)
Mama sandalyesi (Daha büyüyünce)
Sterilizatör (Bebek süt emiyorsa gerek yok)
Biberon ısıtma aleti (Sıcak suya tut yerine)
Emzirme yastığı
Yürüteç (Sağlıklı değil)
Bebek külotu
Göbek bağı bandı
Bebek şampuanı (Sabun yeterli)
Emzirme örtüsü (Bunaltıcı)

Bunlar da hastane çantasına konulacaklar listesi…

BEBEĞE;
En küçük boy çocuk bezi (1 paket)
Zıbın, uzun kollu, bacaklı body (tulum) veya pijama (3 takım)
Başlık (bağcıksız)
Çorap (3 çift)
Eldiven (2 çift)
Mevsime uygun yelek veya hırka
Bebek battaniyesi (Penye-2 adet)
Bebek mendili (bol miktarda)
Taşımak için puset
Bebek tarağı-fırçası
Tırnak makası-törpüsü
Vücut losyonu/kremi (yağ değil)
Pişik önleyici krem

ANNEYE;
2 takım pijama/gecelik (Önden açılır)
Çorap
Terlik
Bol miktarda çamaşır
Göğüs pedi
Kişisel temizlik ürünleri (Diş fırçası, diş macunu, sabun, havlu, tarak, deodorant, kolonya, nemlendirici, makyaj vs.), 
Toka-taç
Gözlük-lens-solüsyon
Hijyenik malzeme
Meme kalkanı
Meme ucu kremi
Peçete
Fotoğraf makinası
Şarj aleti
Kıyafet
Ayna
Bebek şekeri
Nüfus cüzdanı
Not defteri
Doğum raporu örneği

Alışveriş için Ankara’da önerebileceğim yerler ise şunlar…

Babacan A.Ş.-Siteler (Toptancı)
Özelcan Bebe - Söğütözü
Bebeğim - TOBB Hast arkası
e-bebek - Çukurambar
Çıkrıkçılar Yokuşu - Konya Sokak, Ulus
Libas Bebe-Tunalı
Mothercare
Chicco
C&A
H&M

16 Mayıs 2012

Biz..

2 hafta önce yazdığım yazı..


Geldik 33. haftaya. Geçen hafta itibariyle kanuni olarak izinli olabilirdim aslında ama 5 haftayı doğumdan sonraya erteletme hakkımı kullandım, 28 Mayıs’a kadar işyerindeyim. Ondan sonra da, her an tetikte olmam gereken 3 haftam kalıyor zaten.

32. hafta itibariyle 1.650 gramı bebiş olmak üzere 6,5 kilo fazladan taşıyorum üstümde. Olayı 10 kilo ile kapatmayı planlıyorum. Bu arada Babystar’ın sayfasındaki “Hafta Hafta Hamilelik” takvimi hoşuma gidiyor. Birçok sitede var bu tip şeyler ama benim yaşadıklarıma en uyanı burada anlatılanlar oldu.
Olay genel itibariyle zorlaşsa da genele göre durumum iyi sanırım. Hareket kabiliyetimin çoğu hala yerinde, eğilip bükülürken ve gece uyku pozisyonu bulmakta sıkıntı var. Uyku için hamile uyku yastıklarına baktım biraz ama bu kapitalist tuzaklara düşmemeye karar verip göbeğimin altına ince bir yastık desteğiyle işi hallettim.  Bağırsakların çalışmama problemine de ananasla çözüm buldum, şiddetle tavsiye olunur. Nefes darlığı, göğüste sıkışma ve sürekli tuvalete gitme ihtiyacına henüz çözüm bulamadım, bulunacak gibi de durmuyor... J

İşyerine 15 dakika yürüyorum, öğlen de 15 dakika, dönüşte de 15 dakika derken her gün en az 45 dakika yürüyorum. Evde de sürekli hareket halindeyim. Hafta sonları zaten genelde dışarda, sürekli hareket halindeyiz, ayaklarıma kara sular inene kadar yürüyorum. Bunların faydasını görürüm umarım.
Kocamın dediğine göre hamilelik bana yaramış. Daha mutlu, daha huzurlu bir insan olmuşum. Bu tespite çok sevindim aslında. Çünkü bir süredir “hayat çok boş, bişeyler yapmak lazım” modunda, huzursuz huzursuz dolaşıp sağa sola (genelde de kocama) çemkiriyordum. Bu duygum da şimdi yerini “ay bi sürü şey var yapacak, acaba bundan sonra hiç vaktim olmayacak mı” paniğine bıraktı. J

Geçen haftaki son doktor kontrolümde 23 Nisan tatilinde İstanbul’a gidebilir miyim diye sordum doktoruma. Şöyle bir düşündü, “tamam git ama artık daha fazla da bir yere kıpırdama, şimdi yollarda doğurmaya da gerek yok” dedi. Ben olayın yaklaştığının bu kadar farkına varmamışım sanırım, böyle bi sarsılıp kendime geldim, birden etraf grileşti, bağrış çağrış bir doğum sahnesi belirdi gözümde. Korkmaya başladım artık sanırım.
Artık zamanın yaklaştığının ayırdına varınca, aldığımız bebek mobilyalarını da getirip kursunlar bari dedik. Günlük oturduğumuz odamızı feda ettik ve bebek odası yaptık. Alışveriş işini de yüzde 80 hallettik sayılır. Mağazalar bebek için inanılmaz güzel eşyalarla dolu ama öyle deli deli bi tüketim çılgınlığımız olmadı bizim. Puset, beşik gibi büyük parçaları sağdan soldan arkadaşlarımız verdi zaten. Hediye gelen kıyafetler oldu. Biz de zorunlu alınacaklar ve gözüme çok sevimli görünen kıyafetler dışında çok bir şey almadık. Sonuçta “çocuk için alışveriş” olayı, evrensel kümede, sonu olmayan, hayat boyu devam eden bir süreç. Baştan çok da abartmaya gerek yok gibi. Kendimi tutabildiğim için kendimle gurur duyuyorum heheh…

Bir de geçen hafta sonu TOBB Hastanesi’nde “Bebek Bakımı” eğitimi vardı, ona katıldım. Bebek nasıl tutulur, beslenir, uyutulur, yıkanır, temizlenir… hepsini anlattılar. Konuya oldukça uzak biri olarak ağzım açık dinledim bazı şeyleri. Anlatılanlar çok yararlı oldu, ayrıca anlatıcıları da çok beğendim. Konularında çok iyiler gibi geldi bana. Bu eğitimler ücretsiz, ayda bir düzenleniyor. İlla hastane müşterisi olmanıza gerek yok, web sitesinden eğitimi takip edip, o gün orda olmanız yeterli oluyor. Anne adaylarına tavsiye ederim. Sonrasında müşteri kazanmak için isteyenlere küçük bir hastane turu da yaptırıyorlar. Unutmamak için yazacağım bir ara buraya. Yani umarım.. :)

28 Mart 2012

Bıcırıklı Hayat


Efendiiim, 28. haftamızı da sağ salim doldurmuş bulunuyoruz…

Öngörülen dünyaya selam tarihi 19 Haziran 2012.

Daha önce bahsettiğim detaylı ultrasonun üzerine çok aksiyon içeren herhangi bir tetkik yapılmadı. O günden bu yana 3 haftada bir doktora gidip ultrasona giriyorum. Bizimkinin büyümesini ağzımız açık, hayretler içinde izliyoruz. Evet, laf olsun diye değil, bu hakikaten bir mucize.

En çok hoşuma giden şu an içimde 2 kalp, 2 mide, 2 beyin, 4 akciğer, 4 kol, 4 bacak… vs. olması. Kendimi insanüstü gibi hissediyorum bunu düşününce. Bir de içimdeki minik tekmeleri savurdukça, bugüne kadar “erkekler için hayat ne kolay, erkek olaydım” diye düşünen ben, fikrimi değiştirdim ve “sırf bu duyguyu hissetmek için bile kadın olmak varmış” diye düşünmeye başladım. Thanks to my hormones!

Hormonlara gelince… Geçen sürede bu hormonlar beni yerden yere vurdular evet. Çok diplerde, çok mutsuz bir dönem geçirdim onların yüzünden. Bu arada ailede yaşanan bir sağlık problemi ve beraberinde gelen kalabalıklar da beni fiziken ve ruhen oldukça yordu. O kalabalıklar ortasında, ne yapacağımı bilemeden kaldığım zamanlar oldu. Dış etkenler için bir şey diyemeyeceğim ama o dönem kendimi çok yorduğum, üzdüğüm ve kendimi tutamayıp akıttığım gözyaşlarım için bebeğimden özür diliyorum, inşallah onu çok üzmemişizdir diye dua ediyorum.

Ama son 1 aydır maşallahım var, keyfim yerinde. İçimdeki bıcırık coştu, adeta kılıç kalkan oynuyor. Bir arkadaşım “bizimkinin hareketlerini benden başka kimse göremedi” demişti. Bende ise durum tam tersi, öyle bir hareket var ki, karnıma ellemeyi bırak, gözle bile takip edilebiliyor hareketler. Doktor bunun tıbben istenen bir şey olduğunu söyledi ama bu durum bebeğin doğumdan sonraki gidişatının da bir aynası olabilir diye benim ödüm kopuyor. :)

Bugüne kadar yaklaşık 6 kilo aldım. Aslında ortalamanın altında, ama bebeğin gelişiminde herhangi bir problem olmadığından doktor bu durumu çok iyi buldu. İştahım yerinde, yememden ve içmemeden kesmedim hiç. Ama son dönemde çok yiyince aşırı derece rahatsız olur, oturamaz, yatamaz, kalkamaz hale geldim. O nedenle aşırıya kaçamıyorum zaten otomatikman. Zaten bel ve sırt ağrılarım şimdiden başladı bile. Daha fazla kiloyu benim bedenim taşımazmış, Allah kişisine göre veriyor işte.. :)

Küçük beyefendi tam bir baba kopyası olma yolunda ilerliyor bu arada. Kafa büyüklüğü ve bacak kemik uzunluğu bir hafta önden gidiyormuş. Son döneme kadar belli olmazmış ama böyle devam ederse bana sezaryen yolu görünüyormuş. Şu an 1,1 kilo civarındasın küçük bey, önündeki 2,5 ay büyü bakalım.

Şikayetlerime gelince…  En önemli şikayetim, en ufak bir üşütmede ortaya çıkan şiddetli mide ağrıları ve gaz sancıları. Bu nedenle otururken sürekli karın bölgeme bir şeyler örtüyorum ananeler gibi. Bir de bitmek bilmez patlayacak gibi olma hissi var. Her an hamur işini aşırı kaçırıp, yerinden hareket edemez hale gelen insan modelini yaşıyorum. Sırt ve bel ağrıları ve gece uykusuzlukları da başladı. Yakında evde gece turlarına başlıcam sanırım rahatlamak için.

Hamile yogasına başladım bu arada, ben de sosyetik oldum. Daha önce hiç normal yoga yapmadığım için aradaki farkı bilmiyorum tabi. Henüz 3 ders gittim. İlk 2 ders hamladığım için her yerim ağrıdı, işe yarayıp yaramadığını anlamadım. 3. dersten sonra fayda/zarar dengesinde bir şey fark etmedim. Hareketler de hiç kolay gelmedi bana ayrıca, yaparken zorlanıyorum resmen. Bakalım devam edeceğim bir süre daha.

Şimdilik bizden haberler böyle. Bebek dışında bişeyden de yazmaz oldum, hiç hoş bir davranış değil, farkındayım. Ama naapalım, hayatımız değişiyor, her an bununla yaşıyoruz. Darısı isteyen herkesin başına. :)

9 Şubat 2012

Testleeerrr, testlerrr

Bebişim büyüdü, şu an 22 haftalık, yani nerdeyse 5. ayına başlamak üzere.

Geçen zamanda ikili, üçlü ve dörtlü testlerimi yaptırdım. Değerlerin sınırda çıkmasıyla üzüntülü zamanlar yaşadık ama detaylı ultrason denen muameleden sonra içim rahatladı ve normal anne adayı kıvamına geldim çok şükür.

Testlerin isimleri kanınızda baktıkları hormon sayısına göre verilmiş. İkili testte beta-HCG, PAPP-A, üçlüde beta-HCG, AFP, uE3, dörtlüde üçlü testtekine ek olarak inhibin-A hormonlarının kandaki düzeylerini ölçüyorlar. Bu testler bebekte down sendromu, trizomi 18 ve nöral tüp defekti gibi genetik kusur bulunma olasılıklarını ölçüyor. Kabul edilmiş bazı evrensel değerler var, bu değerlerin üstünde/altında kalma durumunuza göre taşıdığınız risk düzeyi belirleniyor. İkili ve üçlü testte sorun yoksa dörtlü teste gerek duyulmuyor pek. Sonuçlar kesinlik taşımıyor, sadece olasılık veriyor size.

Detaylı ultrason ise özel alet-edevat ve özel uzmanlık gerektirdiğinden, genelde sırf bu işe uğraşan bir doktor bulup gidiyorsunuz. Bu olay biraz masraflı olduğundan rutin testler sınıfında değil, istenirse yaptırılabilecek bir şey. Ben, taşıdığım riskli durum nedeniyle, doktorumun da önerisiyle Tuncay Nas isimli bir doktora gittim. İşlem yaklaşık 40 dakika sürdü. Önceki test sonuçlarımı da yanımda götürmüştüm. Doktor taşıdığım riski göz önüne alarak inceleme yaptı ve sonuç beni acaip rahatlattı.

Bu detaylı ultrason süper bişey bence, imkanı olan herkes mutlaka yaptırmalı. Genetik hastalıklar, doğumsal kusurlar, yine yüzde yüz kesinlik taşımamakla birlikte, detaylı ultrasonla izlenebiliyor. Mesela elde küçük parmağın ortasındaki kemiğin bulunmaması bir down sendromu ihtimali göstergesi falan filan.

Biz gösteriye sinemaya gider gibi gittik. Ben yatış pozisyonumu aldım, eşim, kardeşim ve annem de sinema perdesi gibi ekranın karşısına geçtiler, doktor güzel güzel anlattı, biz dinledik. Detaylı ultrasonda bebişin omurga kemiklerinden, el-ayak parmaklarına, kalbindeki odacıklardan ciğerlerine, midesine, böbreklerine, çenesine, burnuna kadar her türlü ıncık cıncığına bakılıyor. Çok şükür ki bizde her şey yolunda çıktı, hatta doktor önceki testlerimde çıkan riskin de bu sonuçlarla %99 ortadan kalktığını düşünebileceğimizi söyledi. Benim üstümden kalkan yükü ise anlatmanın tarifi yok. Öyle bir ohhh çektim ki, ruhum, göbüşüm özgürlüğünü ilan etti adeta… :)