Efendiiim, 28. haftamızı da sağ salim doldurmuş bulunuyoruz…
Öngörülen dünyaya selam tarihi 19 Haziran 2012.
Daha önce bahsettiğim detaylı ultrasonun üzerine çok aksiyon
içeren herhangi bir tetkik yapılmadı. O günden bu yana 3 haftada bir doktora
gidip ultrasona giriyorum. Bizimkinin büyümesini ağzımız açık, hayretler içinde
izliyoruz. Evet, laf olsun diye değil, bu hakikaten bir mucize.
En çok hoşuma giden şu an içimde 2 kalp, 2 mide, 2 beyin, 4
akciğer, 4 kol, 4 bacak… vs. olması. Kendimi insanüstü gibi hissediyorum bunu
düşününce. Bir de içimdeki minik tekmeleri savurdukça, bugüne kadar “erkekler
için hayat ne kolay, erkek olaydım” diye düşünen ben, fikrimi değiştirdim ve
“sırf bu duyguyu hissetmek için bile kadın olmak varmış” diye düşünmeye başladım.
Thanks to my hormones!
Hormonlara gelince… Geçen sürede bu hormonlar beni yerden
yere vurdular evet. Çok diplerde, çok mutsuz bir dönem geçirdim onların
yüzünden. Bu arada ailede yaşanan bir sağlık problemi ve beraberinde gelen
kalabalıklar da beni fiziken ve ruhen oldukça yordu. O kalabalıklar ortasında,
ne yapacağımı bilemeden kaldığım zamanlar oldu. Dış etkenler için bir şey
diyemeyeceğim ama o dönem kendimi çok yorduğum, üzdüğüm ve kendimi tutamayıp
akıttığım gözyaşlarım için bebeğimden özür diliyorum, inşallah onu çok
üzmemişizdir diye dua ediyorum.
Ama son 1 aydır maşallahım var, keyfim yerinde. İçimdeki
bıcırık coştu, adeta kılıç kalkan oynuyor. Bir arkadaşım “bizimkinin
hareketlerini benden başka kimse göremedi” demişti. Bende ise durum tam tersi, öyle
bir hareket var ki, karnıma ellemeyi bırak, gözle bile takip edilebiliyor
hareketler. Doktor bunun tıbben istenen bir şey olduğunu söyledi ama bu durum
bebeğin doğumdan sonraki gidişatının da bir aynası olabilir diye benim ödüm
kopuyor. :)
Bugüne kadar yaklaşık 6 kilo aldım. Aslında ortalamanın
altında, ama bebeğin gelişiminde herhangi bir problem olmadığından doktor bu
durumu çok iyi buldu. İştahım yerinde, yememden ve içmemeden kesmedim hiç. Ama
son dönemde çok yiyince aşırı derece rahatsız olur, oturamaz, yatamaz, kalkamaz
hale geldim. O nedenle aşırıya kaçamıyorum zaten otomatikman. Zaten bel ve sırt
ağrılarım şimdiden başladı bile. Daha fazla kiloyu benim bedenim taşımazmış,
Allah kişisine göre veriyor işte.. :)
Küçük beyefendi tam bir baba kopyası olma yolunda ilerliyor
bu arada. Kafa büyüklüğü ve bacak kemik uzunluğu bir hafta önden gidiyormuş.
Son döneme kadar belli olmazmış ama böyle devam ederse bana sezaryen yolu
görünüyormuş. Şu an 1,1 kilo civarındasın küçük bey, önündeki 2,5 ay büyü
bakalım.
Şikayetlerime gelince…
En önemli şikayetim, en ufak bir üşütmede ortaya çıkan şiddetli mide
ağrıları ve gaz sancıları. Bu nedenle otururken sürekli karın bölgeme bir şeyler
örtüyorum ananeler gibi. Bir de bitmek bilmez patlayacak gibi olma hissi var.
Her an hamur işini aşırı kaçırıp, yerinden hareket edemez hale gelen insan
modelini yaşıyorum. Sırt ve bel ağrıları ve gece uykusuzlukları da başladı. Yakında
evde gece turlarına başlıcam sanırım rahatlamak için.
Hamile yogasına başladım bu arada, ben de sosyetik oldum. Daha önce hiç normal yoga
yapmadığım için aradaki farkı bilmiyorum tabi. Henüz 3 ders gittim. İlk 2 ders
hamladığım için her yerim ağrıdı, işe yarayıp yaramadığını anlamadım. 3. dersten
sonra fayda/zarar dengesinde bir şey fark etmedim. Hareketler de hiç kolay
gelmedi bana ayrıca, yaparken zorlanıyorum resmen. Bakalım devam edeceğim bir
süre daha.
Şimdilik bizden haberler böyle. Bebek dışında bişeyden de
yazmaz oldum, hiç hoş bir davranış değil, farkındayım. Ama naapalım, hayatımız
değişiyor, her an bununla yaşıyoruz. Darısı isteyen herkesin başına. :)